Son günlerde Ege Denizi’nde meydana gelen artan sismik hareketlilik, bilim insanlarının dikkatini çekmeye devam ediyor. Özellikle Santorini Adası çevresinde yaşanan depremler ve bölgedeki olası volkanik aktiviteler, geçmişte yaşanan büyük felaketleri hatırlatıyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir’in sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar da bu konudaki endişeleri artırıyor. Uzmanlar, bölgedeki sismik hareketlerin hem fay hatları hem de volkanik aktivitelerle bağlantılı olabileceğini belirtiyor. Peki, Santorini’de yaşanabilecek büyük bir volkanik patlama veya güçlü bir deprem Ege kıyılarını nasıl etkileyebilir?
Tarihsel Kayıtlardan Günümüze Santorini
Santorini Adası, tarih boyunca büyük volkanik olaylarla şekillendi. Özellikle MÖ 1600’lü yıllarda meydana gelen ve Minos Uygarlığı’nın çöküşüne neden olduğu düşünülen devasa volkanik patlama, bölgenin tarihine damgasını vurdu. Bilim insanlarına göre, bu patlama sonucunda Ege Denizi’ndeki birçok ada oluştu ve büyük bir tsunami, çevre kıyılarda yıkıcı etkilere neden oldu. Günümüzde ise Santorini’nin altında hâlâ aktif bir magma odasının bulunduğu ve zaman zaman hareketlendiği biliniyor.
Son günlerde yaşanan sismik hareketlilik, akıllara iki olasılığı getiriyor: Bölgede ya volkanik bir patlama hazırlığı var ya da aktif fay hatları nedeniyle yaşanan depremler söz konusu. Her iki senaryo da bölgedeki ülkeler için ciddi riskler barındırıyor.
Volkanik Patlama Senaryosu
Volkanik patlamalar genellikle iki farklı şekilde meydana gelir:
- Asidik Magma Patlamaları:
- Bu tür patlamalarda magma yoğun ve viskoz olduğu için yüzeye çıkarken büyük bir patlama meydana gelir.
- Patlamayla birlikte gökyüzüne yoğun kül ve gaz bulutları yükselir.
- Atmosfere yayılan kül bulutları, rüzgarın yönüne bağlı olarak geniş bir alana yayılabilir.
- Büyük kaya parçaları volkanın çevresine saçılabilir ve deniz tabanına düşen devasa kütleler tsunamiye neden olabilir.
- Bazik Magma Püskürmeleri:
- Bu tür patlamalar genellikle lavların akışkan olması nedeniyle büyük patlamalar yerine lav akıntıları şeklinde görülür.
- Lavlar geniş bir alanı kaplayarak çevreyi yakıp yıkar.
- Büyük çaplı tsunami veya ani yıkımlar yaşanma olasılığı düşüktür.
Her iki senaryoda da volkanik gazlar ve kül bulutları büyük tehlike yaratabilir. Santorini’nin Atina’ya yaklaşık 150 km, Türkiye kıyılarına ise ortalama 200 km uzaklıkta olduğu düşünüldüğünde, patlamayla oluşacak kül ve gaz bulutlarının hangi yöne ilerleyeceği meteorolojik koşullara bağlı olacaktır.
Deprem Kaynaklı Tehlikeler ve Tsunami Riski
Santorini ve çevresi yalnızca volkanik aktivitelerle değil, aynı zamanda Ege Denizi’nin aktif fay hatlarıyla da tehlike altındadır. Bölgedeki depremler iki farklı mekanizmayla meydana gelebilir:
- Düşey Faylanma: Eğer deprem düşey hareket eden bir fay üzerinde meydana gelirse, deniz tabanında ani bir çökme veya yükselme yaşanabilir. Bu durum büyük dalgaların oluşmasına, yani tsunamilere neden olabilir.
- Yanal Faylanma: Bu tür depremlerde yer kabuğu yatay olarak hareket ettiği için tsunami riski daha düşüktür, ancak kara üzerindeki yerleşim yerlerinde yıkıcı etkilere neden olabilir.
Son günlerde meydana gelen >4 büyüklüğündeki depremler, uzmanları endişelendiriyor. Eğer bölgedeki fay hatları 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretirse, hem Ege kıyılarında yıkıcı etkiler görülebilir hem de tsunami tehlikesi ortaya çıkabilir.
Olası Senaryolara Karşı Türkiye’nin Alması Gereken Önlemler
Santorini’de yaşanabilecek olası bir volkanik patlama ya da büyük bir deprem, Türkiye’nin batı kıyılarında etkisini gösterebilir. Özellikle İzmir, Muğla ve Aydın gibi kıyı şehirleri, tsunami riskine karşı dikkatli olmalıdır.
Uzmanlara göre alınması gereken başlıca önlemler şunlardır:
- Kıyı Şeritlerinde Erken Uyarı Sistemleri Kurulmalı
- Tsunami dalgalarının kıyıya ulaşması için belirli bir süre bulunur. Bu süre zarfında kıyı bölgelerine erken uyarı gönderilerek halkın tahliyesi sağlanabilir.
- Bölgeye Yönelik Tatbikatlar Düzenlenmeli
- Hem olası bir deprem hem de volkanik patlama senaryosu için geniş çaplı bir tatbikat yapılmalıdır.
- Halkın bilinçlenmesi ve acil durum prosedürlerini öğrenmesi hayati önem taşır.
- Bina Güvenliği ve Şehir Planlaması Gözden Geçirilmeli
- Özellikle kıyı şeritlerinde bulunan yapılar tsunamiye karşı dayanıklı hale getirilmelidir.
- Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan binalar hızla güçlendirilmelidir.
- Volkanik Kül ve Gazların Etkilerine Karşı Hazırlıklı Olunmalı
- Volkanik patlama sonrası atmosferde asılı kalacak kül bulutları, hava trafiğini durdurabilir ve insan sağlığını tehdit edebilir.
- Özellikle solunum yolu hastalıkları olan bireyler için gerekli önlemler alınmalıdır.
Ege Denizi’nde artan sismik hareketlilik, bölgenin hem jeolojik hem de doğal afetler açısından oldukça hassas olduğunu bir kez daha göstermiştir. Santorini’de yaşanabilecek büyük bir volkanik patlama ya da güçlü bir deprem, sadece Yunanistan’ı değil, Türkiye’yi de doğrudan etkileyebilir.
Yetkililerin ve bilim insanlarının bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmesi, halkı bilinçlendirmesi ve olası senaryolara karşı hazırlıklı olunması büyük önem taşımaktadır.
Felaketlerin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğini kesin olarak bilmek mümkün olmasa da, hazırlıklı olmak hayat kurtarabilir.