Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Muharrem İnce, sayılı günler kalan Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile İnegöl Heykel Meydanı’nda düzenlenen mitingde kürsüye çıktı.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Muharrem İnce, sayılı günler kalan Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile İnegöl Heykel Meydanı’nda düzenlenen mitingde kürsüye çıktı. İnce, gerçekleştirdiği açıklamalarında Cumhurbaşkanı Adayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. İnce, “Demirel, Ecevit, Özal, Mesut Yılmaz, Erbakan, Türkeş her kimse geçmişteki siyasetçiler hiç meydanlarda ırk, mezhep tartışması yaptı mı? Yapmadı. Meydana çıkmış diyor ki ‘Ben sünniyim, sen alevisin diyor. Selahattin Demirtaş’a da ‘Sende zazasın’ diyor. ya sen Sünni olsan ne olur, alevi olsan ne olur. Önce adam ol” dedi.
YALOVA’DA BURUNLARINI SÜRTTÜK, ŞİMDİ TÜRKİYE’DE SÜRTECEĞİZ
İnce, konuşmasında “Her tarafta Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi var. Türkiye Cumhuriyeti sanki babasının çiftliği. 30 Mart’ta Yalova’da seçimleri aldık, İlçe Seçim Kurulu’nda iptal ettiler olmadı, İl Seçim Kurulu’nda ettiler olmadı sonra Yüksek Seçim Kurulu’nda iptal ettiler seçimi. 1 Haziran’da tekrar seçime gidiyoruz. Bir baktım Yalova’daki bütün bilboardlarda Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi. Bütün gazetelerin arka sayfası bunun resmi. Ne kadar kaçak inşaat varsa hepsinde bunun resmi? Dedim ki; bu millet bunun hesabını görecek. Sanki başka parti seçime girmiyor. Her şey bunun. Belediye Başkanı bu, Başbakan bu, şimdi de Cumhurbaşkanı olacak. Yalova’da nasıl bunların burnunu sürttüysek bu sefer de Türykiye’de sürteceğiz. Hiç merak etmeyin” dedi.
HER ŞEYİ SAHTE?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Muharrem İnce, “Baştan sona her şeyleri sahte. Plakası sahte, attığı gol sahte, mal beyanı sahte, sloganları sahte. Milletin adayıymış. Devletin imkanları ile milletin adayı olunur mu? Uçak devletten, araba devletten, para oradan yağıyor. Bir teyzenin internette videosu var, yandaş medya onu ‘Kefen parasını kampanyaya veriyor’ diye duyurdu. Sonra gerçek yüzü ortaya çıktı. Teyze dünya bir haber. Palavra cennetinde yaşıyoruz. Kabadayılığı da sahte. ‘One Minute’ dedi İsrail Devlet Başkanına, sonra açıklama yaptı ‘Ben ona demedim, moderatöre dedim’ dedi. Peki, anılar, geçmiş? Bir televizyon programında anlatıyor diyor ki; ‘1980 öncesiydi, çok zor koşullarda siyaset yapıyorduk. Bir akşam eve gittiğimde büyük kızım yatak odasının kapısına bir not asmış. Babacığım bir geceyi de bize ayır’ demiş. Olay 80 öncesi oluyormuş ama çocuk 83 doğumlu. Doğmadan 3 sene önce okuma-yazma biliyormuş” şeklinde konuştu.
İnce, “‘Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Ben de SSK emeklisiyim” diyor. Yalan. Sen Milletvekili emeklisisin, ben de milletvekili emeklisiyim. Bizim maaş size göre daha iyi. Niye yalan söyleyelim. SSK emeklisiyim diyor ama Milletvekili emeklisi. Anılarında bu kadar yalan söyleyen adam İsmet Paşa’ya da böyle yalanlar söylüyor. Sen daha bir kere CHP demeyi öğrenemedin. Türkçe sıfır. Beden eğitimi zaten sıfır, bir beygire binemedin. Kars’a gidiyor, benim dedem de şehitti diyor. Bakıyoruz Sarıkamış şehitlerine, listede yok. 80 öncesinde Metris’te tutuklu kaldık diyor. Adalet Bakanlığı’nın sitesine girin bakın Metris 17 Nisan 1981’de açılmış. 80’den önce Metris yok. Bu kadar yalan söyleyen birinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz” diye konuştu.
HAKKIN, HUKUKUN VE ADALETİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN YANINDA OLMALIYIZ
Ezilenin ve hor görülenin yanında olmaları gerektiğini belirten İnce, “Erzurum’da HES’lere karşı çıktı diye dipçiklenen köylü varsa o köylünün yanında olmalıyız. Silivri’de haksız hukuksuz delillerle içeri atılan subay, general varsa ki var onun yanında olmalıyız. Biz bu topraklarda, meydanlarda biber gazı yiyen sendikacının yanında olmalıyız. Kovulan gazetecilerin yanında olmalıyız. RTÜK’ten ceza yiyen medya patronunun yanında olmalıyız. Göstericilere otelini açtı diye ihalesi iptal edilen holding patronunun yanında olmalıyız. Alevi olduğu için evine işaret konan alevinin yanında olmalıyız. Bombalarla öldürülen 12 yaşındaki Türk çocuğunun yanında olmalıyız. Haksızlığa uğrayan kim varsa Cumhuriyet Halk Partisi onun yanında olmalıdır. Bizler Dolmabahçe’de yalan söylemediği için sürülen imamın yanında olmalıyız. Kıyafetinden dolayı işinden atılan TRT spikerinin yanında olmalıyız. ‘Mesele bir ağaç meselesi değil’ dediği için Türkiye’den gitmek zorunda olan sanatçının yanında olmalıyız. Biz bu topraklarda hakkın, hukukun, adaletin üstünlüğünün yanında olmalıyız” ifadelerini kullandı.
BEN BU MİLLETE İNANIYOR VE GÜVENİYORUM
10 Ağustos’ta sandık başına gidileceğini hatırlatan Muharrem İnce,”10 Ağustos’ta Belediye Başkanı seçmeyeceğiz, 10 Ağustos’ta Milletvekili seçmeyeceğiz. 10 Ağustos’taki seçim CHP ile başka partilerin yarışı değil. Adayımız sadece CHP’nin adayı da değil. 10 parti destekliyor. Dolayısı ile hepimiz sandığa gitmeliyiz. Umutsuz olmayın. Yalova’da benim partim başta olmak üzere inanmıyorlardı, ben inanıyordum. Ben bu millete inanıyorum, güveniyorum. İnegöl’de oy oranımızın düşük olduğunu biliyorum ama en çok böyle yerleri severim. Mücadele ruhu böyle yerlerde daha yüksek olur. Sizler bunu başaracaksınız. Benim bundan hiç şüphem yok. Bu seçimin farkı şu; kediye ciğer teslim edilir mi, edilmez mi seçimi bu. Anıtkabir’e gidip sap gibi duruyorlar diyen birinden Cumhurbaşkanı olmaz. Hikmetyar’ın önünde diz çöken birinden Cumhurbaşkanı olmaz” dedi.
TÜRKİYE, YALAN RÜZGARI İÇİNDE GÜNLER GEÇİRİYOR
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim döneminde olunduğu için İsrail’e meydan okuduğunu belirten İnce, “Bu hükümetin İsrail’e neler yaptıklarını söyleyeyim. İsrail’in OECD üyeliğine Türkiye’nin vetosu vardı. Recep Tayyip Erdoğan hükümeti bu vetoyu kaldırdı. NATO tatbikatlarına Türkiye’nin İsrail ile ilgili vetosu vardı, bunu kaldırdı. İsrail ile pek çok gizli anlaşma yaptılar. Filistin’i bombalayan İsrail uçaklarının benzinini bile Türkiye veriyor, bu veriyor. Orada Mavi Marmara’da insanlarımız yaşamını yitirirken meydan okudu bu aklı sıra. 3 şey söyledi; özür dilenecek, tazminat ödenecek, Gazze’ye abluka kalkacak. Oldu mu bunlar? Özür dilemişler. Şöyle olmuş; İsrail Devlet Başkanı ile Obama bir gün konuşuyormuş. Obama telefonu almış, hadi demiş Tayyip’ten özür dile. O da telefonda özür dilemiş. Bunu duyan var mı, gören var mı? Sen bir kere İngilizce bilmiyorsun ki telefonda nasıl anlaşıyorsun. Özür falan yok ama bu gitti İsrail’den özür diledi. Danimarka’ya gittiğinde dedi ki; ben Siyonizm konusunda yanlış anlaşıldım dedi. Türkiye ne yazık ki bir yalan rüzgarı içerisinde günlerini geçiriyor” şeklinde konuştu.
GAZZE’YE DEĞİL GEBZE’YE GİTTİ
İnce, “Tarih 23 Mart 2013, ‘Nisan’da Gazze’ye gideceğim’ diyor. Tarih 14 Nisan 2013, ‘Tarih kesinleşti Mayıs sonu gibi Gazze’ye gideceğim’ diyor. Tarih 21 Nisan 2013, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry, ‘Erdoğan’a Gazze’ye gitme dedim’ dedi. 14 Mayıs 2013 Erdoğan; ‘Kerry’nin demeci hiç şık değil, Haziran’da Gazze’ye gideceğim’ diyor. Aradan 1 yıldan fazla zaman geçti Gazze’ye gitti mi? Gebze’ye gitti. Ne işi var NATO’nun Libya’da diyerek sonrasında Türk savaş uçaklarını NATO’nun emrine Libya’ya gönderen, şehide kelle diyen, askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen, çiftçiye ananı da al git diyen, evladını kaybeden anneleri yuhalatan, Atatürk’ü sevmeyen ve aklanmayan birinden Cumhurbaşkanı olmaz. Dün ne dediğini duydunuz; benim yaşımdan daha büyükler 80 öncesi Özal-Demirel çekişmesini belirler. Peki, Demirel, Ecevit, Özal, Mesut Yılmaz, Erbakan, Türkeş her kimse geçmişteki siyasetçiler hiç meydanlarda ırk, mezhep tartışması yaptı mı? Yapmadı. Meydana çıkmış diyor ki ‘Ben Sünni’yim, sen alevisin diyor. Selahattin Demirtaş’a da ‘Sende Zaza’sın’ diyor. ya sen Sünni olsan ne olur, alevi olsan ne olur. Önce adam ol. Böyle bir şey olur mu? Herkesin inancı kendine. Mezheplerimizi, etnik kökenlerimizi tartışacağımız yer burası değil. Onu ancak evimizde, aile içi sohbetlerde konuşuruz anca. Herkesin ırkı, etnik kökeni kendine şereftir. Herkes kendine böyle şereflidir. Devlet, siyasetçi onlarla uğraşmaz, bunlarla işimiz olmaz. Ben Sünni’yim diyor, bu memlekette Sünniler çoğunlukta olduğu için yapıyor. Ben de Sünni’yim ama senin gibi bir Sünni’den utanıyorum. Eğer seçim meydanlarında ırkımızı, mezhebimizi tartışırsak bu topraklara yazık olur. Bu topraklarda rahat yaşayamayız, yaşatmazlar bizi. Bunlar doğru işler değil. Önce kendimize güveneceğiz ve bunu 10 Ağustos’ta sandıkta yeneceğiz” diye konuştu.