Yalova’da kimyasal üretim yapan AKKİM fabrikasında, 11 Ekim 2024 tarihinde yaşanan kimyasal sızıntı ve yangın, bölgedeki sanayi tesislerinin oluşturduğu riskleri bir kez daha gündeme getirdi. Olayda, amonyak ve metilamin gazlarının taşıma borusundaki bir çatlak nedeniyle sızdığı belirtilirken, fabrikada çıkan yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kontrol altına alındı. Olaydan etkilenen üç işçi, oksijen tedavisi görerek sağlıklarına kavuştu.
Valilikten Hızlı Açıklama
Yalova Valiliği, olayın ardından hızla yaptığı açıklamada, sızıntının kontrol altına alındığını ve gaz kaçağının durdurulduğunu duyurdu. Yapılan açıklamada, “Olay yerindeki gaz, su ile absorbe edilmiştir. 12.10.2024 saat 00.30’da sızıntı tamamen kontrol altına alınmış olup, herhangi bir olumsuz duruma rastlanmamıştır. Fabrikada güvenlik önlemleri alınmış ve periyodik ölçümler yapılmaya devam edilmektedir,” ifadeleri kullanıldı.
Ancak olayın tam sebebine dair ayrıntı verilmemesi ve yangının nasıl başladığı konusunda net bilgilere yer verilmemesi, kamuoyunda soru işaretleri yarattı. Özellikle olayın bir amonyak tankının patlaması sonucu mu, yoksa borulardaki çatlak nedeniyle mi gerçekleştiği konusu belirsizliğini koruyor.
Yalova Platformu’ndan Endişe Verici Açıklama
Yaşanan sızıntı ve yangın olayı sonrasında Yalova Platformu, kimya tesislerinin yarattığı tehlikeler konusunda uzun süredir sürdürdükleri mücadeleyi hatırlatarak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Yalova’nın kimya sanayinin sürekli büyümesiyle birlikte risk altında olduğuna dikkat çekilirken, deprem bölgesinde bulunan bu tesislerin, olası bir büyük depremde ciddi tehlikeler oluşturabileceği vurgulandı.
Yalova Platformu, olayın vahim bir ihmal sonucu meydana geldiğini öne sürerek, şu soruları gündeme getirdi:
- Fabrikada ve bölgedeki diğer kimya tesislerinde amonyak gazı ve diğer tehlikeli maddeler için düzenli olarak ölçüm yapılmakta mıdır?
- Tehlikeli kimyasal gaz sızıntılarının tespiti için hangi güvenlik cihazları kullanılmaktadır?
- Bu tankların son bakımları ne zaman yapılmıştır?
1999 Depremi Hatırlatması: Geçmişten Ders Alındı Mı?
Yalova Platformu, açıklamalarında 17 Ağustos 1999 depreminde yaşanan Akrilonitril sızıntısına da atıfta bulunarak, kimya tesislerinin bölge halkı için büyük risk oluşturduğunu belirtti. 1999 depreminde AKSA fabrikasında yaşanan kimyasal sızıntı, geniş bir alanın boşaltılmasına neden olmuş, bölge insanı can güvenliği nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Platform, 1999’dan bu yana bölgedeki sanayi tesislerinin hızla büyüdüğüne, yeni tesislerin inşa edildiğine ve bu tesislerin yanıcı ve patlayıcı kimyasallarla dolu olduğuna dikkat çekti. Özellikle AKSA, AKKİM ve DOWAKSA şirketlerinin bölgede hızla genişlediği, buna karşın çevre ve halk sağlığı açısından yeterli önlemlerin alınmadığı ifade edildi.
Sanayi Büyürken Riskler Katlanıyor
Yalova Platformu’nun açıklamasında, bölgedeki kimya sanayiinin sürekli büyümesinin, halk sağlığı üzerindeki riskleri artırdığı vurgulandı. Özellikle 1. derece deprem bölgesinde yer alan bu tesislerin, olası büyük bir depremde nasıl bir tehlike yaratacağı sorusu gündeme getirildi. Platform, yetkililere yönelik yaptığı çağrıda, halkın can güvenliğini tehdit eden bu risklerin ortadan kaldırılması için acilen adım atılması gerektiğini belirtti.
Yalova Tehlike Altında mı?
Yaşanan kimyasal sızıntı ve yangın olayı, Yalova’daki kimya sanayinin bölge halkı üzerinde yarattığı endişeleri yeniden alevlendirdi. Özellikle sanayi tesislerinin deprem riski taşıyan bir bölgede yer alması, çevresel ve halk sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturuyor. Yalova Platformu’nun yıllardır sürdürdüğü mücadele, bölgedeki risklerin sadece işletme sırasında değil, olası bir doğal afet durumunda da büyük bir felakete yol açabileceğini gözler önüne seriyor.
Yetkililerin bu olayla ilgili detaylı bir açıklama yapması ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, bölge halkının endişelerini gidermek için hayati önem taşıyor.