Yalova Üniversitesinin ev sahipliğin gerçeleşen 17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ ANMA PROGRAMI kapsamında gerçekleşen etkinlikte konuşmacı olarak katılım sağlayan Prof. Dr. Ali Pınar, 17 Ağustos’ta tek bir depremin değil 5 ayrı 7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini söyledi.
DEPREM ETKİSİ UNUTULMADI
Yalova Üniversitenin 17 Ağustos 1999 depreminin 18. yılının seneyi devriyesi nedeniyle düzenlediği “17 Ağustos 1999 Deprem Şehitlerini Anma” programında Yalova Üniversitesi Rekrörü Prof. Dr. Ali ERBAŞ ve Konuşmacı olarak katılım sağlayan deprem bilimleri uzmanları Prof. Dr. Ali Pınar ve Prof. Dr. Levent Gülen yaptıkları konuşmada özellikle halkın deprem esnasında alacakları önlemler , hayat üçgeni , Deprem öncesi ve sonrası yapılacaklar ve Afet Yönetimi ile ilgili konuları paylaşıldı.
Program istiklala Marşının ardından depremde ölenlerin ruhuna İmam Mücahit Yalçınkaya’nın Kur’anı Kerim okuması ile başladı.
Dikey Yapılaşma Yerine Yatay Olarak Yapı Dizayn Edilmeli
Yalova Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ali Erbaş’ın 18 yıl önce yaşanan deprem afeti sonrasında Yalova’da gerçekleşen yıkım konusunda dinleyicilere ve konuklara bilgi verdi.
Prof.Dr.Erbaş konuşmasında şu konulara işaret etti” Sayın Valim , Kıymetli konuklarımız 17 Ağustos depreminin 18. Yıldönümü vesilesiyle düzenlediğimiz anma programına ve panelimize hoş geldiniz. Bundan yaklaşık olarak 18 yıl önce 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan depremde hayatını kaybeden başta Yalovalı hemşerilerimiz olmak üzere tüm hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum. Geride kalanlara uzun ömürler diliyorum Allah’tan bir daha böyle bir acının bir daha yaşanmamasını niyaz ediyorum.
Yaşadığımız bölge Türkiye’nin en kritik ve deprem riski en yüksek deprem bölgesidir bunun farkındayız, bölgemizdeki depremlerin tarihsel sürecine baktığımız da Marmara bölgesinde geçtiğimiz yüzyıl boyunca 1999 depremi ile eşdeğer büyüklükte yıkıcı depremlerin meydana geldiği gözlemlenmektedir. Marmara bölgesinde 1509 büyük İstanbul depremi, , 1766 depremi Marmara depremi, 1894 İstanbul depremi,1943 Hendek depremi,1967 Sakarya depremi, 1999 Marmara depremi, yaşanan bu depremlerin tamamından Yalova’mız az ya da çok etkilenmiştir.
İçinde bulunduğumuz güzelliklerin oluşmasında depreminde payının var olduğunu biliyoruz, korkutucu gibi görünen depremin sunduğu avantajları yaşayabilmek için şehrimizi hazır hale getirip kısa vadeli planlarla yüksek kat arzusundan vazgeçmeliyiz. Yalova Üniversitesi olarak şehrimiz için yapılacak her türlü bilimsel çalışmanın içinde olacağımızı buradan ifade etmek isterim.
Sayın Valim kıymetli konuklarımız Deprem yıldönümünde Yalova üniversitesi olarak 17 Ağustos 1999 değerlendirmelerimizi yapmak depremin oluşturduğu riskleri tekrar hatırlatmak ve depremde hayatını kaybedenleri tekrar hatırlamak ve ruhlarına hatimler göndermek üzere bu programı düzenledik.
Değerli hocalarımıza hoş geldiniz diyor, deprem de hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor okunan hatmi şerifleri ruhlarına gönderiyorum.
Programla Yalova Valisi Tuğba Yımaz depremde hayatını kaybedenler için bir anma konuşması gerçekleştirdi , sonrasında kürsüye çıkan Ak Parti Yalova Milletvekili Fikri Demirel selamlama konuşması yaptıktan sonra düzenlenen Panelde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar, 17 Ağustos’ta tek bir depremin değil 5 ayrı 7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini söyledi.
Yalova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Tomar’ın oturum başkanlığı yaptığı panelde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar ile Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen birer konuştu.
7’DEN BÜYÜK DEPREM OLUYOR
Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen, 1999 depreminden sonra yaptıkları gözlemlerde Türkiye’de istatistiksel olarak her 3 yılda bir 7’den büyük deprem olduğunu söyledi. Deprem üzerine yaptığı araştırmalar ve tezler ile tanınan Prof. Dr. Gülen, “Ülkemiz bir deprem ülkesi. Deprem ülkesi olmasının nedeni de jeolojik konumu ve yapısı. Dünyanın birçok yerlerinde depremler oluyor” dedi.
Son 100 yıldaki depremleri hatırlatan Prof. Dr. Gülen, “Ama bu bazen uzun süreler olmuyor. Örneğin en son 7’den büyük deprem Van’da oldu 2011 yılında. Şu anda 2017 yılındayız. 6 seneden beri Türkiye’de 7’den büyük deprem olmadı. Kandilliğ olarak olarak elimizde yer alan istatistiksel verileri göz önüne aldığımızda 7 büyüklüğündeki depremler genellikle her 3 yılda bir büyük bir deprem meydana gelirken en sonra 2011’de Van’da gerçekleşen fay kırılması sonrasında büyük bir enerjinin boşaldığını bu tarihten sonra 7 büyüklüğünde herhangi bir depremin meydana gelmediğinin altını çizdi. Prof. Dr. Gülen yakın bir zamanda 7’den büyük deprem olursa şaşırmamamız gerekiyor çünkü bu 100 yıllık istatistik eninde sonunda bir deprem oluşturuyor. Yani yer bilimlerinde bir laf vardır ‘geçmiş geleceğin anahtarıdır’. Eğer bir yerde deprem olmuşsa gelecekte de olacaktır. Bu zaten doğanın kanunu” dedi.
DEPREMLER YILDA BİN KİŞİYİ ÖLÜYOR
Prof. Dr. Gülen, “Son 100 yıllık istatistiklere bakacak olursak senede ortalama olarak maalesef depremler nedeniyle bin vatandaşımız hayatını kaybediyor. Bu çok yüksek bir rakam. Deprem esnasında gerçekleşen ölüm oranlarını incelediğimizde dünyanın diğer gelişmiş ülkelerine bakarsak daha düşük rakamlar var. Bizim amacımız halkımıza depremin değil binaların öldürdüğünün ve deprem anında hayatta kalmanın yolları üzerine kapsamlı bir eğitim verilmesi aynı zamanda düzenli periyotlarda halkıma deprem tatbikatı yaparak olası bir depreme hazırlıklı hale getirmektir. Ülkemizde deprem nedeniyle bu binlerde olan ölüm sayısını tek haneli rakamlara indirmek ilk hedefimiz olmalıdır. Bunun için de gayet iyi bir afet yönetimi hazırlamamız, uygulamamız gerekiyor ki bu konuda çok büyük aşamalar kaydettik” diye konuştu.
1999 MARMARA DEPREMİNDE 5 AYRI DEPREM OLDU
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar ise yaptığı konuşmada 17 Ağustos 1999’da yaşanan depremle ilgili teknik bilgiler verdi.
Prof. Dr. Pınar şunları söyledi: “Her ne kadar 17 Ağustos 1999 depremi desek de, genelde bir deprem dediğimiz zaman bir fay kırıldı, bir deprem meydana geldi diyoruz. Halbuki 17 Ağustos gecesi, 03.02’de başlayan deprem 5 tane iç içe geçen depremdi. 5 tane ana şok vardı ve bir birinden bağımsız 5 fay aslında hareket etti. Bu fay segmentleri tabi tamamı Kuzey Anadolu Fayı’nın parçalarıydı. Bunlardan bir tanesi Yalova-Hersek arasındaydı, bu fay segmenti yaklaşık 25-30 kilometre uzunluğundaydı.
Bu sözünü ettiğim her fay parçası aslında her biri 7’lik bir depremdi. O gece 45 saniye içerisinde biz en az 5 tane 7 büyüklüğünde deprem yaşadık. Kırılma İzmit’te başladı. İzmit Körfezi’nin ucundaydı. Kırılma çift yönlü ilerledi.”
1509’da meydana gelen deprem sonrası, yer sarsıntılarının İstanbul ve Edirne’de ve civar şehirlerde, aralıklarla 40 gün devam ettiği ve halkın korkuyla, kapalı mekanları terk edip; bağ bahçe, sokak gibi açık yerlerde konaklayıp, bir çoğunun da günlerini dua ederek geçirdiği bildirilmektedir. Bu depremde yaklaşık 109 camii ve 1070 ev tamamen yıkılmıştır. Fatih Külliyesi’nden bimarhane, imaret ve Sahn-ı Seman Medreselerinin kubbeleri çökmüş, Beyazıd Camii Medresesi tamamen yıkılmıştır. Yedikule surlarının büyük kısmı ve deniz tarafından Bahçekapı’ya kadar uzanan Topkapı Sarayı’nın surları da harap olmuştur. Deniz yükselip İstanbul ve Galata surlarını aşınca, şehrin birçok mahallesi sular altında kalmıştır. Bu deprem sonucu İstanbul’da ölü sayısının beş bin civarında olduğu ve yaralı sayısının da on binden fazla olduğu düşünülmektedir.
İlk Yönetmelik Sultan 2. Bayezid’ın Emri İle Yapıldı
1509 depremi sonrasında, İstanbul şehrinin tamiri için Sultan 2. Bayezid emir vermiş ve bu hususta yapılan istişare neticesinde ev başına 20 akçe ve yirmi evden de bir ücretli amele alınması kararlaştırılmıştır. Bu suretle Anadolu ve Rumeli Sancaklarında 77 bin amele toplanarak İstanbul’a sevk edilmiştir. Bu amelelerin başlarına da üç bin yapı ustası tayin edilmiş ve bunların içerisinden on bir bin kişiye de kireç yapma vazifesi verilmiştir. Büyük gayret sarf edilerek şehrin ihyası 65 gün gibi kısa bir zamanda hemen tamamlanmıştır. Zarar gören yerlerden İstanbul surları başta olmak üzere, yeniden yapılırcasına onarılmıştır. Yeni Saray(Topkapı), Galata Kulesi, Anadolu ve Rumeli Hisarları, Büyük Çekmece ve Küçük Çekmece Köprüleri ile Silivri Kapı burçları da tamir edilmiştir.