255 sanıklı ‘Gezi Parkı Ana Davası’nda karar verildi.
7′si yabancı uyruklu, toplam 255 sanıklı “Gezi Parkı Ana Davası” nda mahkeme bazı sanıklar mahkumiyet, bazı sanıklar için de beraat kararı verdi. Kararın ayrıntıları okunuyor.
İki doktor ile Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’ne sığınan göstericilerin de aralarında bulunduğu 255 sanıklı Gezi olayları davasının görülmesine devam ediliyor. İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 6 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
“HİÇBİR OLAYA KARIŞMADIM”
Duruşmada hakkında yakalama kararı çıkarılan Cemile Korkmaz’ın kimlik tespitinin ardından savunması alındı. Cemile Korkmaz, olay günü gezmek ve alışveriş için oğlu ile anadolu yakasından önce Taksim ardından da Kabataş’a gittiğini söyleyerek, “Gazlar atılıp, plastik mermiler patlayınca bir yerlere saklanmak istedik. Ancak gözaltına alındık. Herhangi bir uyarı yapılmadı.Hiçbir olaya karışmadım. Suçlamaları kabul etimiyorum. Beraatimi istiyorum. Hakkımdaki yakalama kararı kaldırılsın” dedi.
“CAMİNİN İÇİNDE ALKOL ALAN HERHANGİ BİRİNİ DE GÖRMEDİM”
Duruşmada Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Güvenlik görevlisi Savaş Dinç, “Olay günü mesai saatlerim saat 18.30 ile 08.00 arasındaydı. Beşiktaş da ağaç eylem vardı. Olay mesai saatleri içinde oldu. Olay günü etraf çok kalabalıktı. Biz camiinin içinde duruyoruk. İnsanlar içeri camiiye akın ediyorlardı. Yaralılar içeri geliyordu. Olay günü camiye ayakkabı ile girilmemesi konusunda uyarıda bulundum. Hatta ayakkabısıyla içeri giren bir vatandaşı uyardığımda bana çok sert davrandı. Ben şahsın kokusundan alkollü olduğunu anladım. Ancak vatandaşların ayakkabı ile girilmesine engel olamayınca halıların üzerine hasır serdik. Halılar zarar görmedi. Caminin içinde alkol alan herhangi birini de görmedim. Camiinin içinde birşeyler içen, tüketen ya da sigara içildiğini görmedim” şeklinde konuştu.
“POLİS CAMİİYE MÜDAHALE ETMEDİ”
Atılan gazlardan kendisinin de etkilendiğini söyleyen tanık Savaş Dinç, “İçeride 15- 20 kişi yaralılara müdahale ediyordu. Yaralıların gözlerine ilaç sıkıyordu. Sabah herkes gitti. Sağlıkçılarda tıbbi malzeme içeren mavi torbalarla camiiden ayrıldılar. Ben olay günü dışarıda tahmini 15 bin kişinin olduğunu düşünüyorum. Polis camiiye müdahale etmedi. Polis müdahalesinden sonra yaralananlar ve gazdan etkilenenler camiye geldi. Kalabalık grup can havliyle gazdan korunmak için kapıya yüklenince kapının pimi attı. Kapı açıldı ancak kapı kırılmadı, kapı sağlamdı” dedi. Kameraların bulunduğu 1,5 metrelik direklerin sökülüp yere düşmsi sonucunda kameraların zarar gördüğünü söyleyen Tanık Savaş Dinç, “Camiinin karşısındaki sosyal tesisin de kapı ve parmaklıkların söküldüğünü sabahleyin gördüm” diye konuştu.
“NÖBETİM ESNASINDA HERHANGİ BİR SORUN OLMADI”
Diğer tanık güvenlik görevlisi Sercan Özcan da “Gündüz nöbetçiydim. Davaya konu olay benim görevimden önce olmuştu. Nöbeti devraldığımda camiide kimse yoktu. Nöbetim esnasında herhangi bir sorun olmadı. Ayrıca görev yaptığım sürede basın mensuplarını ya da başkasını camiye almadık” diye konuştu.
“BASINDA ÇIKAN FOTOĞRAFLAR YA BAŞKA YERDE ÇEKİLDİ YA DA MİZANSEL FOTOĞRAFLAR OLDUĞU GÖRÜŞÜNDEYİM”
Tanığın bu ifadesinin ardından söz alan bazı sanıkların avukatı da “Tanık beyanlarımızdan ulaştığımız sonuç Bezm-i Alem Camii’ne basın mensupları girmemiş. Basında çıkan fotoğraflar üzerine dava açıldı. Basında çıkan fotoğraflar (bira kutusu) ya başka yerde çekildi ya da mizansel fotoğraflar olduğu görüşündeyim” ifadelerini kullandı.